Kategoriler
Koronavirüs

Covid-19 hastalığının bir diğer etkisi nörolojik olabilir

Covid-19 hastalığına yakalandıktan sonra iyileşenlere bir kötü haber daha verildi. Tedavi sonrası iyileşenlerde nörolojik hasarların kalıcı olabileceği bilgisi şimdilerde güncelliğini koruyor.

Covid-19 hastalığı hasar verebilir

Hastalık teşhisi alan kişilerin bir kısmında koku ve tat duygusu yitirilirken, sonuçların nörolojik rahatsızlıklara yol açtığı öğrenildi. Hastalığın sonuçlarından birisi olarak nöronların etkilenme olasılığı üzerine gündem oluşturan doktorlar, tedavi protokolleri üzerinde değişikliğe gidebilirler.

Hastalığın etkileşimlerinden birisi yalnızca göğüs bölümünde olmuyor. Nörologların son incelemelerinin ardından virüsün nöronlarda etkileşim içine girdiğini tespit etmesiyle birlikte akciğerde kalıcı hasar oluşabilir algısı geride bırakıldı. Virüsün hedefleri arasına girmeyi başaran beyin, doğrudan nöronlara yönelim gösteriyor. Doktorların tedavi protokollerini yeniden gözden geçirme kararı aldığı son günlerde, beyin hasarını önlemenin yolları aranacak.

Avrupa üzerinde çıkan hasta vakaları, yüzde 86 kadarının koku alma zorluğu yaşadığını ortaya koydu. Tat alma konusunda sıkıntı yaşayanların sayısı ise yüzde 89’a tekabül etti. Yapılan araştırmalarda hastaların yeni bir semptom daha gösterdiği görüldü. Bu semptomların nörolojik olarak kendini göstermesinin ardından bazılarının baş ağrısı ve baş dönme şikayetleri ciddiye alındı.

Günün sonunda ağır vakalar ortaya çıkıyor

Nörolojik semptomlarda başlangıç olarak baş ağrısı ve baş dönme şikayetleri görüldü. Ancak bu durum hastalığın şiddetine göre nöbet geçirme ve inme gibi sorunlara yol açabiliyor. Bulguların kronik hastalığı bulunmayan genç insanlarda belirmesinin ardından, semptomlar Covid-19 hastalığına yeni bulgular olarak geçirildi.

Henüz yaygın olarak görülmemesine karşı her türlü önlem için yeni hastalık belirtileri kayıt altında bulunuyor. Bazı hastalıklarla birlikte bu durumun nörolojik hasara neden olduğu belirtildi. Ancak SARSCoV-2’nin doğrudan beyin ile etkileşim halinde olduğu düşüncesi de olasılıklar dahiline eklenmiştir.

1980 yılından bu yana koronavirüs tipleri üzerinde incelemede bulunan Quebec Ulusal Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü’nden Pierre Talbot, HCoV-OC43 ve HCoV229E virüslerinin sinir sistemini ve beyni etkilediğinden bahsetti. Giriş yolu olarak koku alma sinirlerini gösteren Talbot, virüslerin beyne girmesiyle birlikte her noktada etkileşim gösterdiği, nöronları öldürerek ensfalit (beyin akut enflamasyonu) gibi son derece ciddi olabilen hastalıklara yol açtığını bildiriyor.

Amerikan Nörolojik Hastalıklar ve İnme Enstitüsü’nde çalışan Avindra Nath ise Covid-19 hastalarının beyin-omurilik sıvılarında virüs tespit ettiklerini açıkladı. Virüsün beyni etkilemeden bu sıvıya bulaşma ihtimalini göz ardı etmeyen Nath, hastanın kanında bulunan virüsün omurilikten sıvı çekme işlemi sırasında da buluşabileceğini söyledi.

Nörolojik semptomların nedenleri sorgulanıyor

Semptomlar oksijen azlığından kaynaklanıyor olabilir. Akciğerlerde ağır hasar yaratımına giden virüs hastanın kanında yeterli oksijenin olmamasına sebep veriyor. Bu da beyne yeterli oksijenin gitmemesiyle semptomlara yol açmakta.

Bir diğer sebep olarak, vücudun enfeksiyona bağışıklık tepkisi sırasında beyin hasarı yaratması var. Bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi olarak değerlendirilen sitokin fırtınası, enflamasyonu arttırıyor ve başta beyin olmak üzere diğer organlar üzerinde belirli hasarlar bırakabiliyor.

Nath, her türlü ihtimale karşı virüsün beyni direk etkilediği konusunu ciddiye almamız gerektiğini söyledi. İlaç protokollerinin akciğer hasarına yönelik birtakım semptomlarını gözlemlememize karşın; bu durumun beyinde de bir etkileşim yarattığı düşüncesi kesinleşirse başka ilaçlar devreye sokulacaktır. İlaçların kan-beyin sınırını aşmasıyla birlikte pek çok ilacın bunu yapmadığı da kesin bir bilgi olarak paylaşıldı.

Uzun vadeli sonuçlar

Virüsün beyinde etkileşime girmesiyle birlikte uzun vadeli nörolojik sonuçların ortaya çıkması son derece mümkün. Bazı virüslerin nöronlar arasında uzun süreli yaşam göstermesinin ardından saklandığı yerden yeniden çıkarak faaliyete geçmesi olasılığı üzerinde duruluyor. Herpes simplex’in bunlardan birisi olduğu düşünülürse, ileriki yaşlarda yeniden semptomlar görülebilir. Yüz, ağız ve burun bölgesinde uçuklara, genital bölgede ise yaralara yol açması kaçınılmaz.

Hastanın bir kez enfeksiyon geçirmesiyle birlikte virüs nöronların arasında gizlice yaşayabilir. Bu süreçte kişinin bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla yeniden kendini hatırlatacaktır. Covid-19 hastalarında yaşam boyu sorun çıkarabilme olasılığı bu nedenle es geçilmemeli.

Kaynak: Cumhuriyet

Benzer haberlere göz atmak için tıklayınız.