Kategoriler
Emlak Haberleri

Deloitte Türkiye sektörlere dair rapor yayımladı

Deloitte Türkiye, pandemi sürecine ilişkin olumsuzluğun sektörler üzerindeki etkisini araştırdı. Dünya genelinde salgın hastalık sürecinin sürdüğü durum karşısında küçülmeye giden sektörler kadar öne çıkmayı başaranlar da oldu. Yakın zamanda yayımlanan raporda, COVID-19’un başarısızlık getirdiği faaliyet alanlarının aynı zamanda yeni faaliyet alanlarına da zemin hazırladığı görüldü. Salgın hastalığın olumsuz etkilediği turizm sektörüne karşı büyüme yaşayanlar; teknoloji, medya ve telekom sektörü oldu.

Deloitte Türkiye araştırmalarını öne çıkarıyor

Deloitte Türkiye, “COVID-19 sonrasında Tedarik Zincirinde Kazananlar ve Kaybedenler” konu başlığı altında rapor yayımladı. İlk hastalık sürecinin kasım ayı itibariyle duyurulduğu Çin üzerinden, Avrupa ülkelerine 2020 yılının başında salgın hastalık yayılımı söz konusu olmuştur. Türkiye’de ise Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen yeni tip koronavirüs (covid-19) hastalığı ilk olarak geçtiğimiz mart ayında ortaya çıktı. Durum karşısında kepenklerin indirildiği ve tedbirlerin arttırılarak sokağa çıkma yasağının getirildiği ülke genelinde ekonomik gerilemenin hız kazanmasına neden olundu.

Türkiye’nin 1 Haziran Pazartesi tarihinde normalleşme sürecini başlatmasının ardından, yeni yaşam standartları Sağlık Bakanlığı tarafından yeniden belirlendi. Geçtiğimiz iki aylık süreçte işsizliğin arttığı duruma ilişkin, durma noktasına gelen sektörler üzerinde kayıplar devam ediyor. Tedarik zincirinde listenin tepesinde yer alan sektörler kayıplarını sürdürürken, durum karşısında dijital devrimin tam anlamıyla yaşandığı söylenebilir. Gayrimenkul sektöründe bile bu durumun dijital dünyaya kapı açtığı görülmüş ve market alışverişi yapamayanların belirli uygulamalar üzerinden market alışverişlerini arttırdığı anlaşılmıştır.

Pandemi sürecinin zirveye taşıdığı sektörler

Deloitte Türkiye tarafından yayımlanan raporda; 28 Nisan ve 15 Mayıs tarihleri arasında Türkiye’de farklı sektörler üzerinden 314 üst düzey yöneticinin katılımlarıyla gerçekleştirilen araştırmalara yer verildi. 9 sektör üzerindeki araştırmaların yoğunlaştığı rapor geneline göre büyüme tahminlerinin çoğunluk olarak geçen yıla oranla koruma veya negatif yönü ortaya çıkarılmıştır. Araştırmaya göre, turizm ve otelcilik, inşaat ve gayrimenkul ile endüstriyel ürünler sektöründe bu yıl yüzde 20 oranında küçülme yaşandı. Ancak olumsuz gelişmelerin tam tersi zirveye taşıdığı sektörler arasında yer alan teknoloji, medya ve Telekom sektörü yüzde 10 üzerinden büyüme yakalamıştır.

Turizm bazlı kayıplar sektörü küçülttü

Turizm ve otelcilik sektörü katılımcılarında yüzde 96’sı şirket içerisinde veya hükümet tarafından alınan tedbirler doğrultusunda nakit akışını koruyamayacağını belirtti. Nakit pozisyonlarının en fazla 6 ay korunacağına dikkat çekenler, bu durumun 6 ay  sonunda bozulacağını öngörüyor. 2020 yılının şirketler üzerinde yüzde 20’den fazla kayba neden olabileceği ön görülürken; talebin ve nakit akışındaki azalma sonrası şirketlerde yüzde 86 oranında dönemsel finans risklerinin önemi ortaya çıkacak.

Telekom yükselişe geçti

Sektörler arasında kendini öne çıkaran Telekom, tam olarak listede üst sıraları yakalamaya başladı. Teknoloji, medya ve telekom sektörü, pandemi sürecine ilişkin dönemde yüzde 61 oranlı mal ve hizmet yönetiminde öne çıkmıştır. Diğer sektörler arası kıyaslamada salgın etkilerinin en çok bu sektörler içerisinde olumlu sonuçlandığı ve katılımcıların yüzde 67’sinin yüksek performansa ilişkin veriler kaydettiği görüldü. Böylece hizmet seviyelerinde yaşanan ani düşüş ile dijital dünyanın etkisi gerçek dünyada hissedilmiştir.

Yeni iş modelleri alternatif olarak ortaya çıkabilir

İnşaat ve gayrimenkul sektörü salgından en büyük darbeyi alan sektörler oldu. Katılımcılardan yüzde 75’i bu yıl sektör üzerinde yaşanan kaybın en az yüzde 20 olduğunu söylüyor. Yüzde 88’i ise salgının sektör üzerindeki etkilerini anlayamadığını ve takip etmekte zorlandıklarını belirtmiştir. Yaşanan talep azalması ve ortaya çıkan iş gücü hareketliliğindeki kısıtlamalar, nakit akış problemlerini öne çıkardı. COVID-19 sonrası finansal riskleri yönetmek ve alternatif iş modellerine yönelmek ise yeni çözüm önerisi olarak ileri sürüldü.

İlaç sektörünün tedarik sorunlarında olumsuz etkiyi yüzde 94 oranında hissettiği ortaya çıkarken; çoğu şirket ithalat ve tedarik edilen malzemelerin ülke içerisinde karşılanması adına büyük sorunla yüzleşmek durumunda kalmıştır. Katılımcılardan yüzde 94’ü ise yaşadıkları olumsuz sürece karşı sorunların çözümü için tedarikçi çeşitliliğini arttırmakta buldu.

Perakende sektöründe yaşanan olumsuzluk inşaat ve gayrimenkul ile ilaç sektöründen hemen sonra gelmiştir. Yüzde 95 katılımcının özellikle tedarik sorunları üzerine şikayetleri bulunmakta. Katılımcılardan yüzde 85’i ise tedarik ağı boyunca dijital olanaklardan yeterince yarar sağlanmadığı görüşünü savundu. Gelecek dönemde yaşanan problemlerin çözümüne ilişkin yeni operasyonel görünürlük çalışmasına odaklanılacak.

Manuel iş gücü sektördeki kayıpları arttırıyor

Endüstriyel ürün sektörüne dair katılımcılardan yüzde 61’i yıl içerisinde büyümek bir yana, yüzde 20 küçülme yaşayacak olmanın kaygısı içine girdi. Şirketleri en çok etkileyen sorunların talep tahmin zorluğu olduğu belirlenirken, ileri döneme ilişkin yeni çözüm önerilerinde manuel iş gücünün önünü kapatmak olacak. Bu tür bir bağımlılığın sektör katılımcıları tarafından yavaşlamada ve gerilemede büyük bir katkısı olduğu düşünülüyor.