Kategoriler
Ekonomi

İşçi en büyük mağduriyeti Kod 29 ile yaşıyor

İşçi, en büyük sorunu işverenin çıkış düzenlemesine ait bildirgede Kod 29’u devreye sokması nedeniyle yaşıyor. İşten ayrılış bildirgesi olarak işverenin düzenlediği evraklarda eğer Kod 29 görülürse, işçi tazminat dahil hiçbir sosyal yardım alamayacak.

İşçi, Kod 29’un kaldırılmasını istiyor

Kişi işten çıkış nedeninde haklı olsa dahi işvereni tarafından düzenlenen bildirge kıdem tazminatının önüne geçiyor. Özellikle kendi cebinden para kaybı yaşamak istemeyen patronlar, işçi haklı olsa bile Kod 29’u bildirgeye dahil etmekte. Bu da özellikle kıdem tazminatının önüne geçerken, İŞKUR tarafından mağdura işsizlik maaşı verilmemesine neden olmaktadır. Yıllar süren davalarda sesini duyurmaya çaba gösteren işçi, durumu kanıtlasa da bir türlü haklı olduğu parayı alamıyor. Habertürk’ün yazarlarından Ahmet Kıvanç özellikle bu duruma dair işçilerin yaşadığı sıkıntıyı gözler önüne serdi.

İşsizlik ödeneği için üç koşul arandığını hatırlatan Kıvanç, işten çıkarılmadan önce ilk olarak kişinin son 3 yılda en az 600 gün işsizlik sigortası parasını ödemiş olması gerektiğini belirtiyor. Aynı zamanda kişi 120 gün hizmet akdine tabi olarak çalışmış olmalı. Kişinin kendi isteği ve kusuru olmadan işsiz kalması da ayrıca diğer bir koşul olarak büyük bir engeldir.

Hukuki yolların arandığı sürece dair dosya birikimleri özellikle bu konular ile ortaya çıkıyor. Kişi iş kaybı yaşadıktan sonra Kod 29 sebebiyle herhangi bir tazminat ve yardım alamamaktadır. Hakkını hukuki yollardan aramak isteyenler ise mahkeme yolunu tutuyor. Özellikle bu durumun işveren tarafından kullanıldığını belirten Kıvanç, kişisel hırsların işverenlerin bu yola girmesine neden olduğunu bildirdi.

İşverenler işten çıkardığı işçi hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) 10 gün içerisinde işten ayrılış bildirgesini teslim etmek zorundadır. Bu durumun özellikle kod işaretleyerek ortaya çıktığı görülürken, Kod 29 özellikle işçiyi mağdur etmek üzere oluşturulmuş gibi. Ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış olarak belirlenen bu kodun özellikle işçi haklarında büyük açıklara yol açtığı görüldü.

Kişinin beyanı esas olarak alınmıyor

İşten ayrılan kişi adına işveren, bildirgeyi 10 gün süre içerisinde tamamlaması gerekmektedir. Ayrıca herhangi bir hataya karşı bu süre içerisinde yine düzenlemeye tabi tutulabilir. On günden sonraki süre kapsamında düzeltme işlemleri yalnızca SGK tarafından yapılmaktadır. Süre sonunda ise işveren düzenlediği bildirgeyi başvuru yaparak yeniden düzeltmek istese bile SGK işten çıkan kişiye ödenek vermemekte. Bunun en büyük örneği olarak, işverenin ödemesini gerçekleştirdiği tazminatın banka dekontunu göstermesi olabilir. Ancak yine de dekont kabul edilmediği gibi işsizlik ödeneği kişiye sağlanmıyor.

2002 yılı itibariyle 2020 tarihine değin işsizlik maaşına 13 milyon 610 bin 569 kişi başvuruda bulundu. Bu kişiler arasından ise yalnızca 8 milyon 11 bin 170 kişi işsizlik maaşından yarar sağladı. Son 3 yıl içerisinde 600 prim günü ve 120 gün hizmet akdi koşulunu yerine getirenler işverenin insafına kalıyor. Eğer Kod 29 işaretlenirse istenen koşullar görünmez bir hale bürünmektedir.

Hukuki süreçte yıpranan yine mağdur kişi

Keyfi olarak işaretleme yapan işveren hakkında hukuki yollar arayan işçiyi yıpratan süreç böylece başlamış oluyor. Keyfi olarak işaretleme yapan işveren hakkında mahkeme kapısını aşındıran kişiler, karşı tarafın herhangi bir yaptırıma uğramadığını görmektedir. Aynı zamanda işverenin kıdem tazminatı ödemesi yaptığı ancak yine de Kod 29’u işaretlediği örneklerde yer alıyor. Bu nedenle kişi yine hak ettiği işsizlik maaşı ödeneğini alamamaktadır. İŞKUR ise durumun kendi sorumluluğu altında olmadığını hatırlatarak, mağduriyet durumunu işveren hakkındaki görüşünü savunmakta. Biran evvel yasal düzenlemeye tabi tutulması gereken Kod 29’un yanı sıra; Avrupa ülkeleri içerisinde işsizlik maaşı adına uygulanan koşulların Türkiye’de en yüksek olduğu bilinmektedir.

COVID-19 salgın hastalığı esnasında 15 Mart tarihinden hemen sonrası işsiz kalan kişilere yalnızca 39.24 TL verilmesi uygun görüldü. İş kaybına uğrayan işçilerin bu haktan yarar sağlayabilmek adına kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalması gerekiyor. Kod 29 uygulaması yeniden ele alınmaz ise mağduriyetler yaşanan olumsuz süreçte artış yaşayacaktır.