Kategoriler
Emlak Haberleri Proje Haberleri

Kanal İstanbul Projesine itiraz sesleri yükseliyor

Kanal İstanbul Projesi kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Katarlılara imar verirken, vatandaşa kamulaştırma sağlıyor. Geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının askıya çıkarttığı ‘Yenişehir’ bölgesine ait 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarına itiraz edildi. Ataşehir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde açıklama yapan topluluk, “Ayrıcalıklı kesimi zengin edilecek aşamalar ilan ediliyor!” dedi.

Kanal İstanbul Projesi tepki çekmeye devam ediyor

Ataşehir’de bulunan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önüne toplanan kalabalık, Kanal İstanbul Projesi kapsamında verilen kararlara hep bir ağızdan itiraz etti. Başta itiraz dilekçelerini sunan topluluk, ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ‘Yenişehir Projesi’ için açıklamada bulunmuştur.

Yapılan açıklamaya göre, “ÇED yararına verilen olumlu kararlar binlerin, on binlerin itirazlarının bir kalemde reddedilmesine neden oluyor. Asli görevi kamu yararını gözetmekle yükümlü olan Bakanlık, Rant Kanalı Projesinde ayrıcalıklı kesimi zengin etmek için yeni bir aşamayı utanmadan ilan etmektedir!” denildi.

İtirazlar göz önünde bulundurulmadan imar planları onaylanıyor

Topluluğun iddiasına göre; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğine dair yapılan itirazlara yanıt vermeden, üç etap halindeki nazım ve uygulama imar planlarını onayladı.

Bakanlık tarafından ‘Yenişehir’ adı verilen projenin, Sazlıdere Su Havzasından Karadeniz’e kadar uzanan köylerin, tarım alanlarının, meraların ve ormanların yok olmasına neden oluyor. Belirtilen bölgeler üzerinde gerçekleştirilen lojistik tesisler, turizm alanları, ticaret alanları, fuar alanları ve konut alanları dönüşümü mümkün olmayacak tahribatlara neden olabilir. Ayrıca Karadeniz kıyısına yapılması planlanan milyonlarca metrekarelik dolgu alanı felaketler zincirine zemin hazırlayacak.

Köylülerin tapularında değişim yapıldı

Kanal İstanbul Projesi adına verilen kararların henüz askıdan inmeden köylülerin tapularında 18.maddenin eklenmesine neden oldu. Belirtilen madde ise “3194 Sayılı İmar Kanunun 18. Maddesi” olarak geçmektedir.

Köylülerin e-devlet tapu sistemi yoluyla sorguladıkları alanlarda bu tür beyanlar önlerine çıkıyor. Bu beyanların yalnızca formalite olduğunu söyleyen topluluk, “Göstermelik planlama sürecinin itiraz yolları yok sayılmaktadır.” dedi. Köylünün yaşam alanı dahilinde, İstanbul’un son kalan tarım alanlarının, meraların ve hayvanların önemsenmediği bir kez daha görülmüştür.

Kamu yararının hiçe sayıldığı Kanal İstanbul Projesinde, uygulamaya sokulan planlar Sazlıdere Barajını, köylüleri, ormanları, mera ve tarım alanlarını yok ediyor. ‘Yenişehir’ denilen bölgenin köylülere, yoksullara, işçilere ve emekçilere kapıları kapatması demek, halka yer olmadığı mesajını vermektedir. Plan kapsamında yapılacak olan uygulamalar İstanbul’un tarım alanlarını, su havzalarını, ormanlarını ve köylerini yok edecek. Sadece belirli kesime hitap edecek olan turizm projeleri altında oteller, avmler, konut siteleri ve rezidanslar ortaya çıkarılacaktır. Böylece ‘nitelikli insanlar’ satın alımlara hareket kazandıracak.

Bilim insanları İstanbul’da 1 milyon konutun güvenliği olmadığını söylerken, olası depremde 100 bini aşkın konutun yıkılması konusunda ortak görüşte buluşuyorlar. Geride kalan son alanların yok edilmesi demek halkın can güvenliğini yitirmesi demektir. Bu nedenle topluluk mümkün mertebede bir araya gelerek seslerini duyurmaya çalıştı.

Projeye dair diğer haberleri okumak için tıklayınız.