Kategoriler
Emlak Haberleri

Kentsel dönüşüm projelerine ağırlık verildi

Kentsel dönüşüm projelerinde yaşanan artışlar, özellikle Türkiye genelini sarsmaya devam eden depremlerle birlikte önemini gösteriyor. Çin, Wuhan üzerinden çıkan ve tüm dünyayı kısa zamanda saran yeni tip koronavirüs (covid-19) sonrası, Malatya’da salgın hastalık bölge halkının deprem korkusuyla birleşti. Sosyal izolasyon sürecinde evlerindeki en büyük eksikliğin can güvenliği olduğunu anlayanların konutlara yatırım yaptığı süreçte, evler yeniden güç kazandı.

Kentsel dönüşüm projeleri devam ediyor

17 Ağustos 1999 depreminden bu yana yaşanılan sarsıcı olaylar, son zamanlarda kendisini yeniden gösteren depremlerle birlikte hafızaları adeta canlandırıyor. Geçtiğimiz 24 Ocak’ta yaşanan depremle birlikte çürük konut sorunları yeniden kafamızda belirdi.

Son olarak, pandemi dönemine ilişkin getirilen tedbirler sonucunda tüm Türkiye sessizce evlerine kapandı. Yaşanan bu olumsuz süreçte Malatyalıların çoğu kendi evlerindeki eksikliklerle yüzleşti. En büyük eksiğin balkon olduğu ortaya çıkarken, asıl konu deprem sonrası “bize ne olacak?” sorusu oldu. Normalleşmenin başladığı Türkiye’de, yakın zamanda cebindeki parayı konuta harcayanlar, oturdukları binaları güçlendirerek çözüme kavuştukları görüldü.

Yılmaz: “Evler birer sığınak”

Müteahhit Ahmet Yılmaz konuya ilişkin değerlendirmede bulundu. Yaşanan pandemi sürecine ilişkin sosyal izolasyon günlerinde korkuların vatandaşlarda su yüzüne çıktığını söyleyen Yılmaz; özellikle geçtiğimiz 24 Ocak’ta yaşanan büyük depremle birlikte soru işaretlerinin oluştuğunu belirtiyor.

Salgın hastalığın yol açtığı ekonomik sarsıntının en büyük nedenlerinden biri çoğu insanın üretimde yer almamasından kaynaklıydı. Bu iki ayın etkisini bile önümüzdeki aylarda hissedebileceğimizi söyleyen Yılmaz, konutta maliyet masraflarının artış yaşayacağını söyledi. Bu nedenle vatandaşın ev almak için biran evvel harekete geçmesi gerektiğini hatırlatıyor.

Dönüşüm çalışmalarına hız verildi

Yılmaz, yaşanan tüm olumsuz sürecin aslında konutun ne derece önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkarttığından bahsediyor. En ufak bir deprem sonrasında duvarı zedelenen binalar, sosyal izolasyon sürecinde daha fazla göze battı.

Ahmet Yılmaz, özellikle diğer meslektaşlarına seslenerek; “Yapılacak konutlarda dayanım, dayanıklılık, işlevsellik, ekonomik ve estetik bir görünüm sağlanmalıdır.” dedi.

Depreme dayanıklı bir binanın sadece dayanıklı ve işlevsel olması değil, aynı zamanda estetik bir görünüme kavuşturulması gerekir. Çünkü insanlar vakitlerini evde geçirmek istediğinde gerçeklikle yüzleşecek ve o sıkıcılık arasında kalacaktır. Ancak en önemlisinin dayanıklılık olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye’nin deprem bölgesi olduğu ve yaşanan salgın hastalığın sadece bir kez başa gelindiğinden söz ediyor. Son olarak;

“Depremde çok önemli bir yeri bulunan kentsel dönüşüm projelerinin biran evvel hayata geçirilebilmesi adına dönüşüm yapılmalıdır. Her yeni bir depremin yeni bir can kaybına sebep olabileceğini unutmamak gerekir. Belediyeler daha fazla özveri sahibi olması ve elini çabuk tutması gerekiyor.”