Konut yatırımcıları değişen döviz kurundan olumsuz etkilenmeye devam ediyor. Uluslararası araştırma kuruluşu Retailing Research & Strategy Group, Türkiye üzerinde gerçekleştirmiş olduğu araştırmalarında konut satışlarını yakından inceledi. Oluşturulan verilerde rekor rakamların bir araya toplanarak rapor haline dönüştürüldüğü bilgilendirme yazısında önemli detaylar öne çıkıyor. İnşaat şirketlerinin üstüne binen finansal risklerin bankalara devredildiğini gösteren kuruluş, Ray Serpkenci’nin kalemine ağırlık verdi.
Konut yatırımcıları dolar karşısında zayıflıyor
Uluslararası araştırma kuruluşu Retailing Research & Strategy Group, Türkiye’deki araştırma raporunu yayınladı. Konut satışlarında rekor değerlerin verilere eklendiği gözlemlenirken, inşaat şirketlerinin finansal riskleri süreç boyunca takip edilmiştir.
Ray Serpkenci tarafından hazırlanan rapora göre, finansal açıdan risk gruplarının yine risk grubu altındaki Türk bankacılık sistemine aktarıldığı ortaya koyuldu. Yılın üçüncü çeyreğinde toplamda 500 bin konutun ipotekli olduğunu belirten Serpkenci, boyut bakımından ortalama 100 metrekarelik bir dairenin 3 bin 500 liraya ulaştığını söyledi. Emlak alışverişinde 175 milyar TL’lik rakama erişilirken, dolar bazındaki değer 22 milyar oldu. Gelişen satış tablosuna karşı, konut fiyatlarının dolar bazında gerilemeye başladığı iç piyasada metrekare fiyatları aniden yükseliş yakaladı.
Tarihte bir zirve oluşturan bu rakamların dolar bazındaki değeri 485 dolarda sabitlenmiştir. Oluşturulan veri içeriklerinde enflasyon değerleri arındırılırsa ortalama metrekare fiyatının düştüğü görülmüştür. Serpkenci’ye göre son 10 yıl içerisinde Türkiye’de, özellikle büyükşehirlerde dolar bazındaki kayıplar artmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu verileri soru işareti oluşturdu
Araştırma kuruluşunda kaleme aldığı yazısı ile dikkat çeken Serpkenci, TÜİK verilerinin doğruluğu konusunda şüpheye düştüğünü açıkladı. Pandemi etkisi altında zayıflayan ekonomiyi güçlendirme çalışmalarına girişen hükümetin kamu bankalarını teşvik etmesinin ardından konut satışları artmıştır. Ancak ay bazında rekor satışların elde edildiğine dair açıklanan veriler, 212 bin adet ile ikinci elde sınırlı kaldı.
Birinci elin ikinci elden daha düşük olduğu satış verilerinde rakamlar yalnızca 96 bine ulaşmıştır. Dünya gazetesinden Alaattin Aktaş’ın yazılarında sorguladığı TÜİK verileri, aslında ikinci elin gayrimenkulde bir geçerliliği olmadığına dair sonuçları kanıtlar nitelikte. Kamu bankalarının amacında yalnızca birinci el hedefi bulunduğunu söyleyen Aktaş, beklenen hedeflerin gerçekleştirilemediği konusundaki görüşlerini yazısına döktü.
Retailing Research & Strategy Group tarafından Türkiye’de yürütülen araştırma sonuçlarını değerlendiren Ray Serpkenci ise, TÜİK verilerinde bahse konu olan ikinci el satış değerlerini yeniden gözden geçirdi. İkinci el satışları oluşturan bölümün müteahhitlerin farklı şirketler arasında alım-satım yapmasına bağlı artış gösterdiği konusuna değinen Serpkenci; veriler konusunda şüpheli yaklaşımını sürdürüyor.