Kategoriler
Emlak Haberleri

Paylaşımlı sisteme eklenen ortak konut alanları dünyaya yayılıyor

Paylaşımlı sisteme dahil edilen yeni yaşam alanları ekonomide yeni zincirleri oluşturuyor. İngilizcede ‘co-living’ olarak tanımlanan paylaşımlı yaşam alanlarına karşı sistem; insanların arasında değişim gösteren ürün ya da hizmetlerin değiş tokuş usulü anlamına gelmektedir. Daha öncesinde paylaşımlı çalışma alanı, araç, konut ya da çalışan kullanımlarının dahil edildiği sistemde artık paylaşımlı yaşam alanları bulunuyor. Ancak geleneksel düzene tamamıyla zıt olan sistemin getirisi henüz bilinmemektedir.

Paylaşımlı sisteme karşı geleneksel düzen

Webrazzi tarafından oluşturulan paylaşımlı yaşam alanlarına dair tanımlamaya yakından göz atalım; yeni dönemde konut düzenlemesi olarak karşımıza çıkan kavramın bir apartman dairesini ya da konutları kiralamak yerine, insanların tek bir yaşam alanını paylaştığı yeni konut konsepti olarak tanınmaktadır. Yaşam anlayışındaki değişimin temel sebebinde ise büyükşehirlerde yaşamın giderek pahalılaşması var. Artan maliyetler ve ekonomide oluşan baskının ardından ev sahipliği artık paylaşımdan geçiyor. Çoğunlukla Y kuşağının hedeflendiği konseptte geliri ortalama 40 ila 80 bin dolar arasındaki genç bireylere yer verilmektedir. Serbest çalışan ve profesyonellerin yaşam alanlarını paylaşması adına kurulan yeni yaşam düzeni kiracıları yalnızca yatak odasında ayırıyor. Ancak mutfak, oturma odası ve diğer kullanım alanlarının tüm kiracılara açık olduğu bir sistem karşımıza çıkmaktadır.

Yaşamda sosyal olanakların sınırı yok

Konseptin sevilmesindeki başlıca neden ise sosyalleşmenin tamamen açık olmasından kaynaklıdır. Üstelik ekonomiden yoğunlukla etkilenen genç kuşağın herhangi bir eve sahip olamaması ve günden güne yükselen kira bedellerine karşı ayakta durabilmesinin yeni yolu olarak görülüyor. Temel ihtiyaçların baz alınarak geliştirildiği paylaşımlı sisteme dahil edilen yaşam alanları talepleri giderek arttırmaktadır. İş bakımından geniş bir yelpazeye sahip büyükşehirlerde yaşamın olanaklı bir hale gelmesi için konseptin yakın zamanda benimseneceği konuşuyor. Tıpkı eğitim kurumlarına bağlı yurt hayatını anımsatan uygulama, çamaşırhane, ücretsiz kablosuz internet ve temizlik hizmetlerinden yararlanma hakkı getirmektedir. Üstelik aynı yaşam alanını paylaşan kişiler saatlerini sosyalleşerek de geçirebilecek.

Avrupa’dan Asya’ya dağılan yeni yaşam standartları

ABD, İspanya, Kanada ve Tayland gibi ülkelerde başlatılan sistemin zaman içinde uygulama noktalarını yaygınlaştırdığı gözlemlendi. Y kuşağı açısından avantaj olarak görülen konsept dünyanın batısından doğusuna dek popülaritesini arttırıyor. Şimdilik 3 yıllık hedefte ABD olduğu bilgisine ulaşılırken, alternatif yaşam alanlarındaki kişi sayısının giderek yükseleceği tahmin edilmektedir. Türkiye’nin henüz sisteme dahil olmadığını aktaran Webrazzi; Bundan önce Airbnb ve Wework gibi sistemlerin kısa vadeli konut ve ofis kiralamalarında yeni iş fırsatları doğuracağı fikrini geliştirdi. Ancak, şimdilerde geleneksel ev sahipliği modeline karşı tehdit olarak algılanan paylaşımlı yaşam alanlarının zaman içerisinde ne getireceği konusu ise karanlıkta kalmaya devam ediyor.