Temmuzda yapılan, tasarrufa dayalı faizsiz, peşinatsız ve kredisiz sisteme konut ve otomobil edindirmek başvurular yapılmıştı. Şirketlerinin Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu’na (BDKK) yaptıkları başvuruların detayları açıklanacaktır. FuzulEv Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal yaptığı açıklamalarda, BDDK sürecinin de kesinleşmesi ile birlikte, sistemdeki şirketlerden konut ve otomobil alan vatandaşların Tasarruf Finans Modeli ile artık daha güvende olacaklarının bilgisini vermiştir.
BDDK Başvuruları Temmuzda kesinleşecek
Tasarruf Finans Modeli şirketleri, için BDDK başvuruların detayları Temmuz ayı içerisinde kesinleşecek, Türkiye’den 350 bin kişi bu şirketlere dahil olmuştur. Başkan, 29 yıllık bir geçmişi bulunan FuzulEv’in, sektörün önde gelen şirketlerinden olduğunu belirtti. Ayrıca Başkan FuzulEv’in yeni döneme 2 yıl önceden hazır olduğunu söyledi. Başkan, “Kurum olarak zaten hem şeffaflığımız hem de sermaye yeterliliğimiz ile sektöre örnek oluyorduk. 25 Mart’ta yaptığımız başvurular temmuz ayında netliğe kavuştu. Bununla birlikte hem süreç artık devlet kontrolünde olacak hem de yatırımcılar kendini güvende hissedecek.” dedi.
Sektördeki pay katlanarak artacak
Akbal, yüksek kredi faizi ve maliyetine katlanmak istemeyen vatandaşların olduğunu söyledi. Veyahut bütçesine göre konut ve otomobil almak isteyen 350 bin kişinin sisteme dahil olduğunu hatırlatmıştır. Ayrıca Akbal, “Tasarruf Finansman Modeli, faizsiz, peşinatsız ve kredisiz olarak ev sahibi olmak isteyen tüm kesimlere hitap ediyor. Türkiye’deki gayrimenkul sektöründe bu model ile konut sahibi olanların payı yüzde 15. Fakat yeni düzenlemeler, BDDK sürecinin tamamlanmış olmasıyla Pazar payının hızlı bir şekilde artacağını öngörmekteyiz. Kısa sürede yüzde 30’lara çıkması çok uzak bir hedef değil” diye konuşmuştur.
Akbal, sektör adına Hazine ve Maliye Bakanlığı’yla düzenlemelerin oluşması için 2 yıl boyunca görüşmeleri sürdürüyordu. FuzulEv’in Yönetim Kurulu Başkanı Akbal, süreç başladıktan sonra da ilk başvuran şirketler arasında yer aldı. Ayrıca Akbal, sermaye yeterliliği ve daha şeffaf süreçler gibi yeni zorunlulukların, sektörü daha güvenli biçimde büyüteceği kanaatinde bulunmuştur.