Kategoriler
Emlak Haberleri

Turgut Özal Üniversitesi dekanından ev alacaklara uyarı

Turgut Özal Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ülker, deprem gerçekliğine karşı konut alıcılarına yeni binadan ev sahibi olmalarını öneriyor. Proje tarihi eski olan binaların her zaman belirli riskler taşıdığı konusuna değinen Ülker, depremi daha iyi karşılayan, hazırlıklı binaların yeni projelerden oluştuğunu söyledi.

Turgut Özal Üniversitesi’nden dekan uyarısı

Türkiye’nin deprem riski taşıdığı konusunda hemfikir olan bilim insanları, vatandaşları depreme hazırlıklı olmaları karşısında uyarıyorlar. Vatandaşları bilim insanları kadar sektör öncülerinin de uyardığı bilinirken, sıradaki isim Turgut Özal Üniversitesi ve Doğa Bilimleri Fakültesinden Dekan Prof. Dr. Mehmet Ülker oldu. AA muhabirine, konut almak isteyenler için deprem gerçekliğini açıklayan Ülker, vatandaşları yeni bir binadan konut satın almaları konusunda uyarıyor. Çok eski yapıların şiddetli depremler karşısında dayanıklı kalamayacağını söyleyen Dekan Ülker, depremi daha iyi karşılayan eski binaların da var olduğunu belirtti. Kişilerin konut güvenliğini anlamak için başvurmaları gereken en bilindik yol ise beton kalitesi ve yönetmeliktir.

1999 depremi yönetmeliği değiştirdi

Turgut Özal Üniversitesi ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı, Sakarya’da gerçekleşen 1999 depreminin ardından deprem yönetmeliğine bazı yapı uygulamalarının getirildiğinden bahsetti. 2018 yılına geri döndüğümüzde ise yenilenen yönetmelik yapıları daha iyi bir konuma getirmiştir. Konuya ilişkin önemli detayların üzerin geçen Ülker, Malatya’da binaların depreme daha dayanıklı olduğunu söylüyor. Elazığ ve Malatya’da deprem sonrası hasar kaydı tutulan ve can kaybına neden olanlar her zaman risk faktörü barındırıyordu. Bu tür binaların beklenen binalar kategorisine ait olduğunu açıklayan Ülker, hayata geçirilen yeni binaların sorunsuz olduğunu bildirdi. Binaların deprem perdelerinin ve radye temel sistemlerine sahip olduğu konusunda vatandaşları bilgilendiren Dekan, eski binalardaki beton kalitesizliğini sorun olarak gösteriyor.

Beton kalitesi depreme dayanıklılığı belirler

Mehmet Ülker, yapıların en temel malzemesi olan betonun son derece önemli olduğunu hatırlatıyor. Beton kalitesi olarak en azından C20’nin altında beton dökülemeyeceğini belirten Ülker, şu sözleri söyledi: “Beton kalitesi yapıların sağlamlığı açısından son derece önemlidir. En az olan C20’nin altında beton kullanılmamalı. Binalarda deprem perdelerini koymak, tor çelik kullanmak zorundayız. Modelite programlarla binalarımızda performans analizi çok iyi olmalıdır. Vatandaşlar bir bina alacaksa bu nedenle yeni yapıları tercih etmeli, çok eski yapılarda ise yönetmelik ve beton kalitesine göz gezdirmelidir. Eski binalarda beton kalitesi maksimum C12-14 seviyesinde, dolayısıyla bütün bu binalar büyük depremi atlatamaz.” Sözlerine 24 Ocak 2020 tarihinde gerçekleşen Elazığ depremini hatırlatarak devam eden Ülker; 6,8 şiddetindeki depremin süresinin az olması nedeniyle alınan hasarın Malatya’da daha az olduğunu söylüyor.

Doğu Anadolu Fay Hattı hareket halinde

24 Ocak’ta gerçekleşen Elazığ depreminin bir diğer etkisi Doğu Anadolu Fay Hattına hareket kazandırmak oldu. Konuya ilişkin açıklamada bulunan Turgut Özal Üniversitesi Hekimhan Mehmet Emin Sungur Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Jeoloji Mühendisi Çiğdem Ceylan, Malatya’nın güneyi ile Adıyaman’ın Çelikhan ve Gölbaşı bölgesine dikkat çekiyor. Malatya Erkenek, Kahramanmaraş Türkoğlu gibi bölgelerde büyük depremlerin beklendiğini söyleyen Ceren, daha önce uyarıda bulunduklarını ve beklenenin yaşandığından söz etti. Çelikhan bölgesinde yoğunlaşan enerji yığılımı devam ediyor. Bu süreçte Elazığ Sivrice depreminde Pütürge hattına kadar bir kırılma yaşandı. Şu an yaşanan tereddüt, o hattın Çelikhan bölgesine Doğu Anadolu fayı ile birleşmesi yönünde gelişti. Bu gibi bir durumda 7 şiddetinde bir deprem olabilir. Konunun devamını getiren Mühendislik Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Özgür Yıldız ise, dünyadaki teknolojinin henüz depremlerin zaman ve mekanını önceden göstermede yeterli gelmediğini söylüyor. Bu nedenle yapıların dayanıklı hale getirilmesi, üst yapının yapısal kalitesi kadar, yapı için seçimine gidilen temel sistemin uygunluğu da son derece önem taşımaktadır.

Benzer bir habere göz atmak için tıklayınız.