Kategoriler
Emlak Haberleri

Türkiye İMSAD deprem gerçekliği konusunu gündeme taşındı

Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği), online mecrada düzenledikleri toplantıda bir araya geldi. Günün anlam ve önemini oluşturan deprem gerçekliği konusuna bakış atan müteahhitler; “Değişmeyen Gündem: Deprem Gerçekliği” konu başlığı altında devam ettirdiği görüşmeleri, Kurul Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın moderatörlüğünde tamamlandı.

Türkiye İMSAD ile deprem gerçekliği

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), salgın hastalık tedbirleri kapsamında 38’nci Gündem Buluşmasını online mecrada tamamladı. Gündemi oluşturan deprem gerçekliğine ışık tutan Türkiye İMSAD, “Değişmeyen Gündem: Deprem Gerçekliği” konu başlığıyla sektör öncülerini bir araya getirdi. Moderatörlüğünü Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın yaptığı etkinlikte, Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, açıklamalarda bulundu. Küçükoğlu, kentsel dönüşümde planlanan eyleme göre önümüzdeki 5 yıllık süreçte 1.5 milyon konutun dönüştürülmesinin beklendiğini belirtti. Öncelikli bir davranış biçimi olarak toplumun can güvenliğini sağlamak amacıyla depreme dayanıklı, çevre dostu yapılar gereklidir. Can ve mal güvenliğinin belirtilen hedefler doğrultusunda gerçekleştirilmesi şart olarak sunuldu. Açıklamalarına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklerini katan Küçükoğlu, “Cumhurbaşkanımız İzmir depreminin ardından açıklama yapmış; şu ana dek tespiti yapılan 1 milyon 395 bin bağımsız birimin dönüştürme çalışmaları için 5 milyon kişiye destek verildiğini belirtmiştir. Verilen desteklerin 15,5 milyar liraya dönüştüğü yine Cumhurbaşkanı tarafından açıklanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanının sözleri hatırlatıldı

İzmir depreminin ardından açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini anımsatan Başkan Küçükoğlu, dönüşümde verilen destekleri sıraya koydu. Türkiye geneli bakımından dönüşüme girmesi gereken 6,7 milyon konut olduğu belirten Küçükoğlu, kentsel dönüşüm planlamalarının 5 yıla yayıldığını söyledi. Bu süreçte 1,5 milyon konutun dönüştürülmesi için harcanacak olan çaba, ortalama bir hesap yapıldığında kira ve taşıma için 28 milyar TL’lik bir desteğe tekabül ediyor. Aktarılan kaynağın konut üretimi için olan kısmı ise 280 milyar TL’yi bulmaktadır. Ancak, “Deprem Güvenliği Bilinç Endeksi” oluşturarak topluma doğrudan katkı sağlamak adına hep birlikte çalışmak son derece önemli.

Müteahhit yapabildiği işi almalı

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yenigün, Türkiye’de deprem gerçekliğine ışık tutan Türkiye İMSAD ile aynı görüşe sahip. Deprem ülkesi olduğumuzu yeniden hatırlatan Yenigün, proje süresince gerçekliğin unutulmaması gerekliliğinden bahsetti. 30 Ekim tarihinde gerçekleşen İzmir depreminin yıkıcı etkisi, 100’ü geçkin insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Ancak, Türkiye’de depremin değil, yapıların öldürücü olduğunu düşünürsek, “Her müteahhit her projeye uygun değildir” açıklaması doğru olacaktır. Yapı denetiminin hayati önem taşıdığını söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı, “Depremde en büyük hasarı Bayraklı ve Bornova ilçeleri almıştır. Bu bölgelerde zemin etüdü yapılmamış, planlama ve yapı tasarım süreçlerinde zemin şartları dikkatle incelenmemiştir. Dolayısıyla yaşanan can kayıpları depremden değil, ihmal ve kusurlu yapılardan kaynaklanmaktadır” dedi.

Türkiye’de 450 bin müteahhidin bulunduğunu söyleyen Yenigün, sektör içinde yeterlilik ilkesinin uygulanması gerektiğini aktarıyor. Müteahhit kadar malzeme seçiminin de etkilediği yapı durumları dayanıklılık bakımından önem arz etmektedir. Temel atarken ekstra bir özen gerektiği konusu hatırlanmalı, beton ve demir dökerken yapının güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Doğru yapılmayan her iş ihmalleri doğurur; ihmaller ise binanın ömründen götürür. Güven konusunu konuşmasına taşıyan Yenigün, “Anlam bakımından çok geniş kapsamlı olan ‘Güven’ kelimesi Türkiye’de her geçen gün azalmaktadır. Oysaki sektörde yeterliliklere göre sınırlandırma mutlak önem taşıyor. Bu adımlar liyakat sahibi STK’lar ve kamunun iş birliğinde tamamlanmalıdır” açıklamasında bulundu.

Mevzuat yetersizliği yok

Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu, online görüşmelere katılan bir diğer önemli kişiydi. Kalyoncu, görüşmeler sırasında gerçekleştirdiği konuşmasıyla öne çıktı. Kentsel dönüşüm sürecine atıfta bulunan GYODER Başkanı, riskli yapı stokunun yıkılıp yeniden yapılmasını kentsel dönüşüm olarak tanımlamıyor. Kalyoncu’nun tanımında; ekonomik, sosyolojik ve insani boyutların bir araya getirildiği bütüncül bir sistem var. “Türkiye’nin yapılaşmasında güçlü sorunlara imza atılmıştır. Yine de sorunların çözümü için köklü bir değişim şart görünmekle birlikte mevzuat yetersiz değildir. Kentsel dönüşüm süreci sıklıkla mülk sahibinin oluşturduğu problemler nedeniyle duraksama yaşıyor. Mülk sahibi ile sağlanacak uzlaşıda özel sektör değil, kamunun devreye girmesi gerekli güven ortamını oluşturabilir. Kentsel dönüşümü başarıyla tamamlamak için güven iklimi oluşturmak, yine uyumlu bir ekip çalışmasından geçiyor.” sözlerinde bulunan Kalyoncu’ya göre; ekip çalışmasında mülk sahibi, planlamacı, tasarımcı, geliştirici ve kamu var. Oluşturulan ekipte sağlanan güven ortamı kentsel dönüşümü de hızlandırabilir.

Kentsel kalitenin artışını ele alan Mehmet Kalyoncu, depremin birleştirici etkisini göz ardı etmeden, deprem öncesinde birleşme fikrini ortaya koydu. Bilgi birikimi, tecrübe ve imkanların bir araya getirileceği süreçte, depreme hazırlık adına seferberlik başlatılabilecek bir platforma ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye İMSAD altında bir araya gelmelerinin ardında bir sebep olduğunu söyleyen Kalyoncu, buluşmayı “Depreme yönelik güçlü bir platform için ilk adımların atılması” şeklinde yorumladı. Platformun belirli periyotlar halinde toplanması, depreme hazırlık için hedeflerin geliştirilmesi ve geliştirilen hedeflerin takip edilmesi fikri oldukça cazip.

İnsanlar yaşadıkları evi sorgulamalı

Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan, konuşması boyunca vatandaşların konut alırken deprem güvenliğine yönelik farkındalık yaratması gerektiğini söyledi. Sorgulama şeklinde gerçekleştirilecek olan farkındalık, insanların tıpkı beyaz eşya alır gibi fazlaca düşünmesinden geçiyor. Makinenin harcadığı enerjiyi ve enerji sınıfını sorgulayan vatandaş, otomobilde de güvenlik sistemlerini araştırıyor. Yol tutuşundan harcadığı yakıta kadar bilgi edinmek isteyenler, başlarını soktuğu ev hakkında en ufak bir şey bilmemektedir. Deprem, yangın ve diğer afetlere karşı dayanıklılığın yakından takip edilmesi gerekliliği, konfor ve yaşam kalitesi açısından değerli. Ancak kimse enerji ve su tasarrufu ile atık yönetimine gösterdiği duyarlılığı göstermiyor.

“Binaların ne kadar dönüştüğü kullanıcılar tarafından bilinmelidir.” diyen Erdoğan, sorgulama şeklini kentsel dönüşüm sürecinde odaklamalarını istedi. Konutta enerji kimlik belgesi, ortam hava kalitesi, ses kirliliği, su tasarrufu ve depreme dayanıklılık kriterleri mutlak suretle sorgulanmalı. Erdoğan, “Depremin etkileşimde bulunacağı il sayısı 11’dir. Burada 26 milyona yakın insan yaşıyor. Nüfusun yüzde 30’undan fazlasını Marmara Bölgesi’nde görmekteyiz. Ekonominin büyüklüğü, yüzde 50’lilik kısım bakımından yine bu bölgeye ait. İstihdamda ise 3’te birini karşılayan Marmara Bölgesi, gerçekleşen depremle birlikte Türkiye’nin sorunu haline gelecek. Sanayi, ticaret, üretim ve ihracat gibi alanlar ciddi kayıplar yaşar. Bu bakımdan risklerin önüne geçmek için doğru bir yol haritası çıkarılmalıdır” şeklinde konuştu.

İMSAD haberlerine göz atmak için tıklayınız.