Kategoriler
Gündem

Yargıtay’dan kiracıları ilgilendiren emsal karar

Yargıtay 3. Hukuk İdaresi ev sahibini ve kiracıları yakından ilgilendiren bir karara imza attı. Kararda geç ödenen yıllık kiradan faiz alınmasına karar verildi.

İHA’nın haberine göre; vade süresinde ödenmeyen borç yüzünden ev sahibiyle kiracı arasında tartışma çıktı. Sözleşmede belirtilen zaman diliminde kirasını alamadığını söyleyen mülk sahibi, gecikme nedeniyle paranın faiziyle birlikte tahsil edilmesini mahkemeden talep etti. Sulh Hukuk Mahkemesi davayı kısmen kabul etse de mahkemenin kararını hem kiracı hem de mülk sahibi temyiz etti.

Kararın temyiz edildiği Yargıtay 3. Hukuk Dairesi emsal niteliğinde karara vardı. Buna göre vade süresinde ödenmeyen kira için yasal faizin uygulanmasının gerektiği hükmüne karar verdi.

Sözleşmede varsa, ihtara gerek yok

Davalı ve davacı arasındaki kira sözleşmesinin altıncı maddesinde “Kiracı, kira bedelini her yıl, yıllık peşin şekilde idare hesabına yatıracaktır. Kira bedeli ödenmediği takdirde, ödenmediği tarihten itibaren devletin belirlemiş olduğu gecikme cezası oranı ile tahsil edilecektir.” ifadesi de mahkemede vurgulandı.

18 Temmuz 2006 tarihinde başlayan 15 yıllık kira sözleşmesini değerlendiren Yargıtay, gecikme faizinin uygulanması için herhangi bir duyuruya gerek olmadığını da kaydetti.

Yargıtay, gecikme faizi oranının sözleşme çerçevesinde kararlaştırılabileceğini faiz oranının yıllık kira bedelinin yüzde 100’ünü aşamayacağını belirtti. Mahkeme, gecikme durumunda sözleşmede yer alan ve serbest iradeyle belirlenen faiz oranının uygulanmaya konulduğunu; sözleşmede gecikme faizi oranı yer verilmemişse yürürlükte bulunan oranın uygulandığını aktardı. Kira sözleşmesinin altıncı maddesine değinen mahkeme, gecikme faizi oranının sözleşmede yer aldığını ve bu maddenin uygulanacağını kaydetti.

Yargıtay’ın karar metni

”01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 Sayılı Kanun’un 7. maddesinde Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı, faize ilişkin 88’inci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138’inci maddelerinin görülmekte olan davalarda da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Türk Borçlar Kanunu’nun 120’nci maddesi gereğince, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.

Davada hükme esas alınan bilirkişi raporundaki yasal faize yönelik hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Oysa; Borçlar Kanunu’nun 101 / 2’nci maddesi hükmü gereği borcun ifa olunacağı gün sözleşme ile belli edilmiş ise ihtar şartı aranmadan bu günün bitmesi ile borçlu mütemerrit olur.

Kira sözleşmesinin 6. maddesi gereğince kira parasının ödeme zamanı ve vadesinde ödenmediği takdirde uygulanacak faiz oranı belirlenmiştir. Sözleşmenin bu maddesine göre ödeme zamanı geldiği hâlde kiracı bu sürede kira borcunu ödemediği takdirde temerrüde düşer ve bunun için aynı Kanunun 101 / 2’nci maddesi gereği ihtara gerek yoktur.

Kira bedellerinin ödeme günü belli ve muayyen olduğuna göre bu durumda vade tarihinden itibaren kira alacağına kararlaştırılan faizin uygulanması gerekir. O hâlde, mahkemece tacir olan davalı kiracı ile davacı arasında serbest irade ile kararlaştırılmış faiz oranı üzerinden faizin hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

Açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına bozulmasına oy birliğiyle karar verildi.”