Kategoriler
Emlak Haberleri

Yatay Mimari Yapıları Cazip Gösteren 5 Avantaj

Son zamanların yoğun ilgi gösterildiği yatay mimari yapılar, kentler ve insanlar için pek çok imkan sağlamaktadır. Günümüz koşullarında kentleşmede en çok kullanılan mimari yapı, dikey mimari olarak isimlendirilmektedir. Özellikle dünyanın büyük kentlerinde nüfusların artması ve arazi problemleri dikey mimariyi mecburi kılmaktadır. Dolayısıyla bu duruma apartmanlar, rezidanslar, plazalar gibi çok büyük boyuttaki yapılar yapılarak çözüm üretilmektedir. Dikey mimariyle inşa edilen binaların deprem anında daha riskli olması, şehrin görüntüsünü bozması, şehir planlamasını güçleştirmesi, insanların sosyalleşmesini güçleştirmesi ve insanları doğal yaşamdan koparması gibi pek çok dezavantajı bulunmaktadır.

Dikey mimariye seçenek olarak son zamanlarda sıkça dile getirilen yatay mimari, bu dezavantajları fırsata dönüştürebilmektedir. Covid-19 salgının da etkisiyle şehir yaşamından uzaklaşmak isteyenler, geniş arazilerin olduğu kırsal bölgelere yerleşmektedirler. Bu bölgelerde kentin stresinden uzak, doğayla iç içe yaşamayı tercih eden insanlar; villa, müstakil konut gibi yatay mimariye sahip yapılara yönelmektedir. Home Yapı’nın Kurucu Ortağı Mimar Hasan Aksel Yağcıoğlu, özellikle Silivri-Selimpaşa bölgesinde müşterilerinin ihtiyaçlarına göre mimari çözümler sunmaktadır. Ayrıca yatay mimari son zamanlarda ilgi çekici hale gelmektedir. Dolayısıyla yatay mimarinin avantajları 5 maddede sıralanmıştır:

Yatay Mimari Yapılar Depremde Hasar Riski Daha Az

Deprem bölgesinde bulunan bir ülke olarak, yatay mimari uygulamamız gerekmektedir. Yüksek katlı binaların, yatay mimariye sahip binalara oranla depremden daha fazla etkilenmesi söz konusudur. Ne yazık ki çok katlı binalarda deprem anında daha fazla tehlike bulunmaktadır. Deprem sonrası oluşan yıkılma durumlarında da çok katlı binaların enkazlarındaki kurtarma çalışmaları zorlu olmaktadır.

Yeşil ve Ferah Bir Yaşam Alanı

Covid-19 salgını etkisiyle son zamanlarda bahçesi olan ve doğayla temas halinde olan yapılara ilgi artmıştır. İnsanlar, özellikle tam kapanma sürecinde apartmanlarda yaşamanın dezavantajlarını fark etmişlerdir. Yatay mimarili yapılar, genelde bahçe gibi yeşil alanlara sahip olmaları nedeniyle, ferah bir yaşam olanağı sunmaktadır. Bu durumda özellikle çocuklu aileler için büyük bir fırsat haline gelmektedir. Yatay mimaride kişi başına düşen yeşil alan miktarı artmaktadır. Ayrıca dikey mimarinin hakim olduğu kentlerde, binalar birbirine çok yakın ve yüksek olmaktadır. Bu durum şehrin hava ve nefes almasını da önlemektedir. Dikey mimari, özellikle yaz döneminde, şehirde hafif bir esinti oluşmasına bile imkan vermemektedir.

Ruh ve Beden Sağlığına İyi Gelir

Psikolojik anlamda da büyük avantajları bulunmaktadır. Yatay mimari daha sakin hissettirir. Yüksek katlı yapıların insanı küçülmüş ve güçsüz hissettiren olumsuz etkileri bulunmaktadır. Dar ve yüksek yapılı konutlar yerine, geniş ve alçak yapılı konutlarda yaşamanın özellikle klostrofobisi olanlar için olumlu etkileri bulunmaktadır. Ayrıca gnel insan psikolojisini rahatlatan bir özelliği de bulunmaktadır. Bunun yanı sıra yatay mimari görsel ve psikolojik açıdan uzun gökdelenler gibi gözleri yormaz. Yine kişinin kendi zevklerine göre oluşturabileceği; kendisine ait yeşil alan, spor aktivite alanları, havuz, kış bahçesi, dinlenme yerleri gibi özel mekanlar mevcuttur. Bu mekanlar hem beden hem de ruh sağlığına iyi gelmektedir.

Komşuluk İlişkilerinin Artmasını Sağlar

Yatay mimarinin yaygın olduğu bölgelerde, genellikle villalar ve müstakil konutlar gibi geniş ve alçak yapılı konutlar bulunmaktadır. Özellikle Home Yapı olarak hakim olduğumuz Silivri bölgesinde yapılanmalar bu şekildedir. Bu mimari tipi, komşuluk ilişkileri ve sosyalleşme konusunda da tarih boyunca yatay mimariyi tercih etmiş ülkemiz için avantaj sağlamaktadır. Mahalle kültüründen vazgeçemediğimiz için komşuluk ilişkilerimizin güçlü olması, bizim gibi toplumlarda oldukça önemlidir.

Şehrin Siluetine Uyum Sağlayan Yapılar

Dünyada özellikle büyük şehirlerin kendine has siluetleri bulunmaktadır. Bu siluetlerin Eyfel Kulesi, London Eye veya ülkemizdeki camiler, saraylar, köprüler gibi ana sembollerinin yanında, silueti tamamlayan şehir mimarisi olmak zorundadır. Yatay mimariyle yapılan yapılar, şehirde bulunan binalar arasındaki kat farkını ortadan kaldırarak şehrin siluetini korumasına katkı sağlamaktadır. Eğer devasa boyutta ve plansız bir dikey mimari yapılanması söz konusuysa kentin siluetindeki uyum kaybolmaktadır. Kadim bir siluete sahip sayılı şehirlerden olan İstanbul’da gerekli makamların bu konuya titizlikle yaklaşması gerekmektedir.
Diğer emlak haberleri için tıklayınız…